Mehmet Akif Ersoy'un 'Kahraman Ordumuza' ithafıyla yazdığı ve milletimizin bağımsızlığının sembolü olan İstiklal Marşı'mızın millî marş olarak kabul edilişinin  103 yılı münasebetiyle okulumuzda program düzenlendi. Programda 11-B sınıfı öğrencileri İstiklal Marşı'mızın 10 kıt'asını büyük bir coşkuyla okudu. Mehmet Ciğer Camii İmam-Hatibi Muharrem Aslan'ın Kur'an-ı Kerim tilavetiyle devam eden programda Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi İsmail Göktürk İstiklal Marşı ve Mehmet Akif Ersoy konulu konferans verdi. Türk dili ve edebiyatı öğretmeni Mehmet Akif Gündeş, günün anlam ve önemiyle ilgili konuşmasında duygu ve düşüncelerini şu cümlelerle dile getirdi: 

Korkma! Sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak,

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

İstiklal şairimiz M.Akif Ersoy’un milletimizin gözbebeği olan Mehmetçiğe “Korkma!” nidasıyla seslendiği 1921 yılındaki içinde bulunduğumuz vaziyet-i umumiyeyi kısaca hatırlatmak isterim. Tarihteki en muazzam Devletimiz Osmanlı 1683’teki II. Viyana Kuşatmasıyla başlayan bozgun süreciyle üç kıt’adaki geniş topraklarını birer birer kaybetmiştir. 20. yüzyılın başlarındaki Balkan ve I.Dünya Savaşlarındaki kayıplarımız neticesinde elimizde sadece son kalemiz Anadolu Yarımadası kalmıştır. Ancak düvel-i muazzama diye tabir edilen ve İstiklal Şairimizin yerinde bir tespitle “tek dişi kalmış canavar” olarak vasıflandırdığı sözde medeni devletler, son sığınağımız Anadolu’yu da bize çok görmüşlerdir. İstiklal Marşımızın Tacettin Dergâhında yazıldığı günlerde düşman orduları Ankara’ya 80 kilometre mesafedeki Polatlı’ya kadar gelmiş olup cephedeki top sesleri Ankara’dan duyulmaktadır. Bu ahval ve şerait içerisinde korkmamak mümkün müdür?  Elbette bütün millet vatanın istiklalinden ve istikbalinden endişe duymaktadır. Bu derin endişeyi hissedenlerin en başında da hiç şüphesiz muzdarip şairimiz Mehmet Akif Ersoy gelmektedir. Bütün bu olumsuzluklara rağmen zafere olan inancını asla kaybetmemiş ve Anadolu’da tüten en son ocak sönmediği müddetçe işgalin mümkün olmayacağını bütün dünyaya haykırmıştır.

İstiklal Marşımızın Kabul edilişinin 103. yılı dolayısıyla büyük şairimiz Mehmet Akif Ersoy ve Kuvayımilliyenin önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere canlarıyla ve kanlarıyla bu aziz toprakları bizlere yurt yapan şehitlerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum.

Sözlerimi İstiklal Marşımızın son kıt’asındaki muhteşem mısralarla bitirmek isterim:

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal.

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklal.

Programın sonunda okulumuzda yapılan İstiklal Marşı'nı Ezbere Güzel Okuma Yarışmasında dereceye giren öğrencilerimize hediyeleri verildi. Okul Müdürü Veysel Mehmet Gültekin tarafından İsmail Göktürk ve Muharrem Asalan'a plaket takdim edildi.